Sultangazi Masaj Salonu
Sultangazi Masaj Salonu
Sultangazi Masaj Salonu “Träger çocuğu niçin öldürmemiş de bodrumda bırakmış?” diye sordu Julius. “Sanıyorum Träger, çocuğun ölümüne kaza süsü vermek için hemen öldürmemiş,” dedi Devlin. “Eğer çocuğu boğsaydı yahut kafatasını ezseydi otopsi neticeları çocuğun suda boğulmadan dolayı ölmediğini gösterirdi.” “Peki bayan Trager’ın ölümünü nasıl açıklamayı düşünüyormuş ki acaba?” diye sordu Julius. “Araştırmacılar, cinayet mahallinde bulunan votka ve ilaçlara bakarak Trager’m, karısının ölümüne de intihar süsü vermeye çalışacağı sonucuna varmışlar. İlaçları yutup üstüne votkayı içtikten sonra tekneyle göle gidip suya atlamış diyecekti anlaşılan.
Acayip değil, olan şeyler bunlar.” J ayne Ann Krentz “Peki ya o gün kocasından yediği dayaktan kalma yara bereler ne olacaktı?” dedi Julius. Devlin omuz silkti. “Yalnızca tahmin ediyorum ama bugüne dek gaslımün içine baka baka utanmadan sıkılmadan karılarının merdivenden düşerek yüzünün gözünün yara bere içinde kaldığını söyleyen bir sürü pezevenkle karşılaştım.” Grace ona baktı. “Trager davasını epeyce araştırmışsın anlaşılan.” “Witherspoon cinayetinden hemen sonrasında,” dedi Devlin.
Sultangazi Masaj Salonu
Sultangazi Masaj Salonu Özür diler gibi bir hâli yoktu. “Kusura bakma Grace. Sen Irene’in en iyi arkadaşısın. Geçmişini araştırmam gerekiyordu.” Grace derin bir iç çekti. “Anlıyorum.” Julius gidip onun sandalyesinin gerisinde dikildikten sonrasında bir elini hafifçe omzuna koydu. Bu Grace’in hoşuna gitti, biraz olsun rahatlamıştı. Devlin yeniden kafasını notlarına gömdü. “Sen çocuğu alıp kaçacakken Trager karşına çıkmış ve bir boğuşma olmuş. Trager merdivenlerden düşüp boynunu kırmış.
Sonrasında da Mark ile beraber kaçıp kurtulmuşsunuz. O gün annen ve ablan evde olmadığından sen de soluğu Agnes Gilroy’un evinde almışsın. Agnes seni içeri alıp polisi aramış. Onun verdiği ifadeye gore üstün başın kan içindeymiş. Hatta önce bunun senin kanın bulunduğunu sanmış.” “Trager’ın kanıydı.” Grace sıkı sıkı kenetlediği ellerine baktı. “Votka şişesini kullanmıştım. Mark’in peşinden bodrumun merdivenlerinden yukarı çıkarken Trager arkamdan gelip montuma asılmıştı. Şişeyi merdivenin tırabzanında kırdığım gibi dönüp keskin ucunu ona saplamıştım. Her yer kan olmuştu.” Julius onun omzunu tuttuğu elini birazcık daha sıktı.
Son yorumlar