Sultangazi Mutlu Son Masaj Hizmeti

Sultangazi Mutlu Son

“Rus Ortodoks Kilisesi, ” dedi Nikolai. “Ben papaz ve baş sorumluyum. Bundan dolayı kilisenin Sultangazi Mutlu Son görevlisini bulup size yardımcı olmasını istemelisiniz.” “Mm. Teşekkürler.” Adam gitmek için herhangi bir harekette bulunmamıştı. “Tchaikovsky, ha? Birinci Piyano Konçertosu?” “Doğru, ” dedi Nikolai. Sesinde şaşkınlık vardı.

Norveçliler öyle pek de kültürlü sayılabilecek insanoğlu değildi. Dahası tişört giyen bu adam sokaklarda yaşıyormuş izlenimi veriyordu. “Annem eskiden bunu bana çalardı, ” dedi Harry. “Zor bulunduğunu söylerdi.” “Ne kadar iyi bir anneniz varmış!” “Evet. İyiydi. Bir melek şeklinde.” insanın alaycı gülüşünde Nikolai’nin kafasını karıştıran bir şeyler vardı. Çelişkili bir gülüştü. Açık ve kapalı, samimi ve alaycı, neşeli ve acı dolu. Ama gene muhtemelen görmüş olduklerinden çok fazla anlamlar çıkarıyordu.

“Yardımınız için teşekkürler, ” dedi adam kapıya yönelerek. “Bir şey değil.” Nikolai dikkatini tekrar piyanoya verdi. Tuşlardan birine dokunmuş fakat ses çıkarmamıştı, tam o anda kapıdan ses gelmediğinin farkına varıp adamın elini kapının koluna koymuş kırılmış penceredeki yıldıza bakmış olduğunı gördü. “Bir problem mu var?” Adam başını kaldırdı.

Sultangazi Mutlu Son

“Hayır. Yıldızın böyle ters durmasının niçin uygunsuz bulunduğunu söylemiş olduğinizi merak ettim yalnız.” Nikolai duvarlarda yankılanan bir kahkaha attı. “Ters duran pentagrama benzemiyor mu sizce de?” insanın yüzündeki ifadeden aslabir şey anlamadığı belli oluyordu.

Pentagram bir tek Hıristiyanlığa özgü olmayan eski bir dini semboldür. Sizin de görmüş olduğunüz benzer biçimde, kendisiyle birkaç kez kesişen geçindiren bir çizgi şeklinde çizilmiş beş köşeli bir yıldızdır: Birkaç bin yıl önceki mezar taşlarına kazınmış örnekleri de bulunmuş oldu. Sadece, bir köşe aşağı, iki köşe yukarı gelecek şekilde ters yerleştirildiğinde tamamen faklı bir anlama gelir. Demonolojinin en önemli sembollerinden biridir. “Demonoloji mi?” Adam sorularını sakin fakat kararlı bir tonda soruyordu.

Cevaplar duymaya alışmış biri şeklinde. “fenalüğün bilimi. Bu terimin kökü insanların kötülüğün kötü ruhlardan kaynaklandığını düşündükleri çağlara kadar gidiyor.” “Hm. Ve artık kötü ruhlar kalmadı, öyle mi?” Nikolai koltuğunu döndürdü. Acaba bu adamı baştan yanlış mı değerlendirmişti? Bir uyuşturucu bağlarımlısı yahut evsiz için konuşması fazla sertti.